05.06.2010 Caddebostan'da bir okul... Reklam ve Yaratıcılık okulu. (www.portfolio.com.tr)
Tesadüf eseri Nişantaşı'nda afişini görmem, telefonla kısaca bilgi almam, akşam internet sitelerini incelemem ve orada olmalıyım(!) düşüncesinin şiddetle beynimi kemirmesi...Ancak bir sorun var ; önümdeki bilgisayar ekranına bakınca orası nasıl bir yer?, orada neler oluyor? sorularıyla boğuşup diğer yandan da büyülendiğim bu kursa ancak mülakatla gidebilecektim.Önce anlam veremedim , ne yani hem para verecek hem de mülakatla mı alınacaktım ?Oysa başıma geleceklerden de kursa kabul edilsem bile kovulmanın yalnızca 2sn olabileceği gerçeğinin yüzüme vurulacağından da habersizdim :)...
Merak, istek, hırs, en fazla ne olabilir ki cesareti...
Sonuç, oradaydım.
Kapıdan girdiğim anda ancak bir reklam ajansı olabilir izlenimi veren iki oda harika bir balkon ve caddebostan manzarası...Duvara asılmış,fotoğraflar,çeşitli sözler...Ve o da ne değişik küçük büyük sopalar :)Etrafı incelerken, dakikalar sonra, gelmeden önce internette sözlüklerde hakkında, okuyunca gerçek olamaz dedirten yorumlar okuduğum F.T. ile karşılaşmıştım.
Kapıyı tekmeyle açan bir Usta :)
Sonrası mı ?Hayattaki varlığımı sorgulamam,kendimi değersiz , anlamsız, olmayacak işler peşinde hissetmem ,vücut ısımın giderek yükselmesi ardından gözyaşlarına boğulmam...
Hepsi sanırım 15-20 dk. içinde gerçekleşti.Ayaktaydım , öylesine stres ve baskı altında hissediyordum ki içimden defalarca "dik dur Özlem" diyordum.Ellerimi bağlamam,yüzüğümle oynamam ,oturmam lavaboya gitmem yasaktı:)
Oysa ben gitgide direncimi kaybediyordum , duyduklarım sonuna kadar haklı sözlerdi , biliyordum.Hepsine tamamdım da , böylesine acımasızca yerden yere vurulurken gerçek Özlem'i anlatamıyordum ki...
Sorular, itirazlar,suratıma ardı ardına çarpan en sert tokat gibi sözler...
Bir anda ayılmıştım , gözyaşlarım durmadan akıyordu , F.T. ise peçete uzatıyordu :)
İşte o an bir şey oldu!
Oradaydım, insanlar 1 ve 0 'lardı F.T 'ye göre ama ben SIFIR değildim ! Olmak da istemiyordum!
Belki çevremdeki 5 insandan 4ü üniversitede okuyordu. Bu 4 insandan belki de 3ü benimle aynı bölümdeydi ama ben o 4 insandan herhangi biri olmayacaktım!
Kalıyor musun , gidiyor musun diye sorarken F.T. , ben çoktan kararımı vermiştim, daha gözyaşlarım ilk akmaya başladıklarında içimde delicesine bir hırs rüzgarı esmeye başlamış ve karar vermiştim ! KALIYORDUM!
Korkuyor muydum ?Evet belki bir parça , ama yapa-ma-mak-tan değil!
İstiyor muydum ? Evet , delicesine ,tüm kalbimle,ağlayarak , belki canım yanarak belki yere düşerek belki yerden yere vurularak belki kapılardan kovulup gururum kırılarak istiyordum, FARK YARATMAYI, 4 kişiden herhangi biri değil 4 kişi içindeki ÖZLEM olmayı, korkmadan çekinmeden DÜŞÜNEBİLMEYİ,düşündüğümü özgürce söyleyebilmeyi karşımdaki kahkahalara boğulur diye ürküp SUSMADAN!
Ben sıfır değildim, sıfır da olmayacaktım! Her zaman bir adım önde hatta 3 adım önce olmam gerektiği gerçeğini anladığım ilk günden beri kendime katabileceğim artıların , FARKLARIN peşinde oldum.İşte şimdi kocaman bir FARK duruyordu önümde.Ya kalıp savaşır, o gözyaşlarını dökerken yapamayacağımdan korktuğumdan ağlamadığımı gösterirdim ya da kapıyı çekip çıkar içinde kaybolacağım sürüye geri dönerdim.
Ben kalmayı seçtim!
F.T. daha ilk dersini bana orada verdi: Koyunlar vardı sürüler halinde, baktığında hepsini aynı gördüğün,yürütülen,götürülen,geri getirilen,gezdirilen,beslenen,bakılan vs. ya sürüden ayrılırsak ? Söylendiği gibi kurtlar mı kapardı bizi ? Ya bir saniye durup düşünme cesareti göstersek ? Gerçekten cesaretimiz var mıydı , DÜŞÜNMEK için ? Bu dünyaya gelip böylece gidecek miydik vademiz dolduğunda? Ya da ardımızda iz bırakarak mı kayacaktık gökyüzünden?
F.T. tüm bu sorulara daima ikinci seçenekleri seçmemi öğretti bana , ağlatarak ,kızdırarak, hırslandırarak, öfkelendirirken ben sana gösteririm dedirterek , yerden yere vururken delicesine haklı olduğunu düşündürerek ; daha ilk dersinde KORKMAMAYI,FARK YARATMAYI,SÜRÜDEN AYRILMAYI,CESARETLİ OLMAYI SUSMAMAYI ve yorularak,sıkılarak,uyumayarak mutsuz olarak rahatsız olarak her an tetikte her an ayakta her an dimdik her an hazır vaziyette hayatımın çevremin 5 sokak ötemin 10 sokak ötemin hatta 4 şehir ötemin yetmedi 5 ülke ötemin nabzını tutarak sağımdakinden solumdakinden yanımdakinden uzağımdakinden , dostumdan düşmanımdan,sevdiğimden sevmediğimden,beğendiğimden beğenmediğimden ilgi alanıma girsin girmesin yeryüzünde her ne varsa yaşayan FARKINDA OLMAYI , bilmeyi ,duymayı,öğrenmeyi öğretti.
Evet şimdi hemen şu anda olacak birşey değil , ama olacak !
Şimdi değilse çok yakında...
Hemen değilse zamanla ama hızla...
Bir adım attım ,elime yüzüme bulaştırmak da var sonunda oysa ben bu seçeneği düşünmüyorum bile...Elimden geleni değil elimden gelenin fazlasını yapmam gerektiğini biliyorum.
İlk dersim pazartesi,5 günde tam 10 kitap okudum 2 günüm var ve okunması gereken 1 kitabım daha var...
Yorulacak, sıkıntıya girecek,mutsuz olacaktım ve gerçekten çok yoruldum sıkıldım mutsuzum...Ama biliyorum bir gün "iyiki" diyeceğim!
Heyecanla merakla biraz tırsarak -süprizlerden :)- ilk dersimi bekliyorum şimdi.
Yine dayanamayıp ağlama riskim olsa da :) popo sopası bana da nasip olabilecek olsa da :) bir başka baskı anıyla karşı karşıya kalabilecek olsam da hatta yine yerden yere vurulabilecek olsam da pazartesi ben Caddebostan Portfolio 'da olucam ; hayatımda bir fark yaratabilmek için....
P.S.:
O günden bugüne ne mi yaptım?
-Artık çantamda not defteriyle dolaşıyorum,gördüklerime dair küçük notlar alabilmek için,
-Telefonuma reklam ve pazarlama dünyasına dair güncel haberleri veren programlar indirdim
-Merak ediyorum ; Geçen gece içtiğim o içkiyi kim nerede nasıl üretmiş?
Yeni açılan o dükkandaki bayıldığım o tasarım harikası süsleri kim tasarlamış?
Ortaköy camii'ni kim yaptırmıştı?
Yanınca masaj yağı olan o mum nasıl olurda hem mum hem yağ olur o halde her masaj yağından mum elde edebilir miyiz , ek malzemeler neler :)?
Kitapta adı geçen Stoacılar?
O sevimsiz görünüşlü Höşmerim denen sarı şey de neyin nesi :)?
............ vs.
-Herşeyi okur oldum (bakınız geçen 5 günde okunan 10 kitap :)
-Herşeyi dinler oldum ( bakınız dinlemeye başladığım jazz parçaları :)
-Herşeyi görür oldum (bakınız oturduğum yerde herkesi herşeyi inceleyen ben :)
Zaman değişim zamanı ,değişiyorum ben, bir farkla, olduğum gibi kalırken yenilenerek değişiyorum ben...
merhabalar,
YanıtlaSilmülakat gerçekten o kadar zorlu muydu? oh,sıkıntılandım şimdi :)
biraz ipucu verebilir misin?
Benim mülakatımdan daha zorlu olanlar da varmış duyduğuma göre :)
YanıtlaSilAma gerçekten ağlamamak için çelik gibi sağlam sinirlerin olmalı yada sorulan her şeye tak tak eksiksiz verebileceğin cevapların :)
Malesef benim cevaplarım da yoktu sağlam sinirlerim de :)