Pages

30 Mayıs 2010 Pazar

"Moda geçicidir ama stil kalır..."


Coco Chanel... Dünyanın tüm stil sahibi kadınları tarafından tercih edilen, asaleti stili sadelik ve şıklığı temsil eden dünya devi bir markanın yaratıcısı Coco Chanel.İnatçı,çalışkan,durmak bilmeyen,dünyaya şanssız gelen ancak şanssızlıktan bambaşka bir hayat yaratan...
Gururlu, dünyaya meydan okuyan,
cesur ve kıskanılası...



Chanel S.A., bilinen adı ile Chanel modacı Coco Chanel tarafından 1909/1910 yılında Paris'te kurulmuş moda evi. Yıllar içinde haute couture,parfümsaathazır giyimçanta ve kozmetik gibi alanlarda uzmanlaşmış ve dünyaca ünlenmiş lüks bir markaya dönüşmüştür.


Tasarımlarını bir kenara koyarsak hayatıyla da merak konusu olan Coco Chanel  yıllar yılı stil sahibi olmak isteyen tüm kadınların ilk adresi olmuştur.
Günümüze kadar gelen Chanel imparatorluğunun kurucusu  gizemli kadın eşsiz yetenek Coco Chanel 'in hayatıyla ilgili kısaca bilgileri aşağıda veriyorum ve tasarımlarından birkaç fotoğrafı da yazıma ekliyorum.
İşte Coco Chanel...


"Gabriel 1883 yılında Güney Fransa’nın Samour şehrinde doğdu. Fakir bir ailenin kızıydı. Kendisi dahil olmak üzere 6 çocuklu bir seyyar tüccar baba ile annenin çocuğuydu. Doğumundan sonra nüfus kaydı, ismini heceleyemeyen görevlilerce Chasnel olarak yapıldı. Bu hatadan dolayı Gabriel ün saldığında biografi yazarları kendisinin geçmişine ulaşmakta oldukça zorlandı.
Annesini tüberkulozdan kaybettiğinde, Chanel 12 yaşındaydı. Babası da para kazanmak ve ailenin geçimini sürdürebilmek için evden ayrılınca, Chanel öksüzler yurduna yerleşti. Dikiş dikmeyi ilk burada öğrendi. Bayramlarda ve tatillerde yakın aile dostlarını ve akrabalarını ziyarete gitti. 18′in geldiğinde yurttan ayrılan Chanel, mahalli bir terzide kendine iş buldu.
1905 ile 1908 yılları arasında, kısa bir süre içinde olsa, şarkıcı olarak çalıştı. “Coco” lakabını bu dönemde, kardeşine söylediği şarkıda geçen Coco isminden aldı. Kısa süre içinde Fransız çapkın Étienne Balsan ile tanıştı. Balsan, onu zengin hayatına ve lükse alıştırdı. Balsan’ın da desteği ile Coco sadece zevk için ve hobi olarak şapka tasarımları yapmaya başladı. Ancak, bir süre sonra bu hobi onun için bir tutku haline geldi.
Kendi deyimiyle “Gözleri açıldıktan sonra”, Balsan’dan ayrıldı. Ayrılırken Balsan’ın evine el koydu.
1910 yılında ilk dükkanını açtı. Ancak, sadece şapka, ceket ve yağmurluk sattığı bu dükkanın iflas etmesi çok uzun sürmedi. Bu arada, Balsan’ın eski bir arkadaşı olan “Boy” lakaplı Arthur Capel ile karşılaştılar ve kısa sürede ilişki yaşamaya başladılar. Capel’in yardımı ile bütçesini toparladı ve 1913 yılında yeni butiğini açtı. Normandiya Deauville’deki butiği bu defa Fransız hanımlar arasında çok tutuldu. Müşterileri özellikle şapkalarına hayrandılar. Zamanla birden fazla butik açtı; 1917 itibariyle kendisi için çalışan 300’den fazla terzisi vardı.
Chanel yıllarca korseler içine sıkılmaktan duyduğu rahatsızlığı, kadın giyim ürün grubuna yansıttı. Dökümlü ama elegan etek-ceket ve pantolon takımları, tulumlar yarattı. Birinci Dünya Savaşı’nda pek çok Fransız kadını bu yeni moda anlayışını kabul edilmişti: Kadınlar erkek için değil, kendileri için giyiniyorlardı.
1920′de günümüzde sinemaya da konu olan Igor Stravinsky ile tanıştı. Alenen duyulmadıysa da Chanel ve Stravinsky arasında bir aşk yaşandığına dair dedikodular çıktı. Belki de bu yeni aşkın verdiği ilhamla 1921′de Chanel No.5 adıyla, kendi adını verdiği ilk parfümü yarattı. “5” rakamı ise onun uğurlu rakamıydı. Öyle ki, Coco yeni koleksiyonlarını bile her ayın 5’inde çıkarırdı. Parfümün lansmanı 1922 yılında yapıldı. 1924’te Pierre Werthaimer parfüm yapımında %70 payla Coco’ya ortak oldu. Bu ortaklık bugün halen devam etmektedir.
1925′te Vera Bate Lombardi – Chanel ilişkisi başladı. Teck Dükü ve Cambridge Markiz’in gayrimeşru kızı olan Lombardi, Coco’nun ilham kaynağı ve halkla ilişkiler yardımcısı haline geldi. Coco’yu amcası Westminster Dükü, kuzeni Windsor Dükü ve daha pekçok aristokrat dostları ile tanıştırdı. Coco ise Lombardi’nin tarzından aldığı ilham ile İngiliz görüntüsünü tasarımlarına yansıttı. Coco ve Lombardi’nin amcası Westminster Dükü arasında nişan yapıldıysa da, ilişkileri daha ileri gitmedi.
1925 yılı Coco’nun ikonlaşmış yünlü ceketinin de üretildiği yıl oldu. Bunu 1929’da ikinci ikon tasarımı olan, “Küçük siyah elbise” takip etti.
1932’de iç mimar Paul Iribe ile evlenme kararı aldılar. Ancak, Iribe düğünden önce vefat etti; ve Coco’ya “La Grande Mademoiselle” dendi.
1939′da ikinci Dünya Savaşı başladıktan sonra, moda için uygunsuz bir zaman dilimi başladı. Coco butiklerini kapattı ve Ritz Carlton’a taşındı. Ritz Carlton aynı zamanda Naziler’in genel merkezi haline getirilmişti. Nazi casusu, Alman subay Hans Gunther von Dincklage ile ilişki yaşamaya başlayan Coco, bu tercihinden dolayı savaştan sonra uzun süre eleştiriye mazur kaldı. İsviçre’ye taşınarak bir süre orada yaşadı. 1954’te Paris’e geri döndüğünde hala affedilmemiş olduğunu gördü. Daha kolay affeden Amerikalı ve İngiliz müşterileri bu döneminde onun kurtarıcısı haline geldiler. Pierre Wertheimer’de marka üzerinde daha fazla hak sahibi olmak şartıyla, Coco’ya bu dönemde finansal destek verdi.
1971′de Ritz Carlton’daki odasında vefat etti. Ölümüne değin çalışmaya devam etti. Lozan’a gömüldü. Mezarının başına burcunun simgesi olan aslan figürleri oyuldu."

"Parfümünüzü öpülmek istediğiniz yere sıkınız...." Coco Chanel


"Bir kadın otuz yaşına geldiğinde poposuyla yüzü arasında bir tercih yapmak zorundadır." Coco Chanel





29 Mayıs 2010 Cumartesi

Boşluk

...belliydi aslında böyle olacağı...Eskiden de okullar kapanıp da tatile girince öğrenciler, ben duramazdım yerimde sıkılırdım sürekli boş olmaktan.Elimde değil kanımda yok boş boş gezmek :) Sürekli meşgul olmak istiyorum...Tam da bu sebepten geleceği görebiliyorum aslında,işkolik bir kadın! Hani şu dizilerde,filmlerde gördüğümüz iş kıyafetleri içinde ayağında topuklu ayakkabıları elinde çantası ordan oraya koşturan iş yemeklerine katılan eve gidince kocasıyla kapışan=) işte patron evde anne olan cinsinden:)
İşte bugünlerde finaller biter ve özlem yine boşluğa düşer...
Uzun süredir ilgilenemediğim blogumla aniden bu kadar hızlı haşır neşir olmam da bu sebepten işte:)
Yarım kalan herşeyle aynı anda hızla yeniden kucaklaşıyorum adeta.Okunmamış kitaplar,görüşülmemiş arkadaşlar,unutulmuş blog :) ve  sıkıldıkça sardığım incik boncuk işleri:)
Yeni birkaç cici yaptım hemen boş kalmışken onların fotoğraflarını da ekliyorum bu yazıya.
Nefret etsem de boşluktan yarım kalan her şeyi tamamlamak adına sevebilirim sanırım onu ;)





Sex and the City 2 Geliyor:)



"Kaliforniya, 17 Eylül 2009 – 2008 yazının hit film “Sex and the City”nin devam filmi “Sex and the City 2,”nin çekimleri New York City’de (başka nerede olabilirdi ki?) yapıldı. Sarah Jessica Parker, Kim Cattrall, Kristin Davis ve Cynthia Nixon, dört iyi arkadaşı canlandırdıkları filmdeki rollerini tekrar üstlendiler. “Tekrar bu muhteşem ekiple bir arada olmak ve New York City’de film çekme ayrıcalığını yakalamak muhteşem bir ayrıcalık” diyen Sarah Jessica Parker; “Önümüzdeki birkaç ay içinde yaşayacağımız macera için sabırsızlanıyoruz” diye de ekledi.


Tabi ki, bu kadınların erkekleri de tekrar aramıza dönüyorlar; Bu devam filminde Mr. Big rolünde Chris Noth, Steve rolünde David Eigenberg, Harry rolünde Evan Handler, Smith rolünde Jason Lewis, Anthony rolünde Mario Canton ve Stanford Blatch rolünde Willie Garson tekrar karşımızda olacaklar.


Ayrıca, “Sex and the City 2” Tv dizisinin ve ilk sinema filminin yaratıcı ekibini de tekrar biraraya getiriyor. Michael Patrick King, bir kez daha senaryosunu da yazdığı filmi yönetiyor. Yönetmen King, “ İkon haline gelmiş bu muhteşem dört kadının hikayesine devam etme lüksüne sahip olmak muhteşem bir durum. İlk filmi sonuna kadar destekleyen, filmin ve dizinin hayranlarını eğlendirebilmek için elimizden gelenin en iyisini yapacağız” diye belirtti.


King, John Melfi, Sarah Jessica Parker, ve Darren Star ile birlikte filmin yapımcıları arasında da yer alıyor. Yönetici yapımcılar ise; Toby Emmerich, Richard Brener ve Marcus Viscidi."



...Metropol kadınını günümüz şartlarıyla ele alan ve 2000lere damgasını vuran Sex and the City tam 6 yıl sürdü.Dizi öylesine tutuldu ve günümüz metropol kadınları için bir fenomen haline geldi ki, dizi bitiminden sonra da eski sezonların tekrar tekrar izlenmesi yapımcıları kapanan defteri tekrar açmaya itti.


Dizinin idol kadını , ilk anda farkedilen karizması ve kıskanılacak kadar güzel tarzıyla tüm kadınların taklit etmek konusunda yarıştığı Sarah Jessica Parker'ın da yapımcılığını üstlendiği ilk film 2008 yılında vizyona girdi.Senaryodan çok kıyafetlerin konuşulduğu ilk film gişede moda tutkunları ve Sarah J.P. hayranları :) sayesinde büyük bir başarı yakaladı.


Günümüz kadınlarının Sex and the City zaafları bu ölçüde olduğu sürece yapımcılar durmayacak anlaşılan, çünkü beklenen 2. film vizyona girmek için gün sayıyor.
Tıpkı 1. film gibi bu film de kıyafetleriyle adından çok söz ettirecek gibi ve 1. film gibi bu filmde de gardırobun başında yine
Patricia Field var.

Benimse müthiş heyecanla ve merakla beklediğim bu film için ilk yaptığım şey gala fotoğraflarına bakmak oldu:)Birbirinden güzel elbiseler içinde sanırım biraz torpilli bir hayranlıkla Sarah J. P.'ınki favorim.
Bilmem siz ne düşünürsünüz ?:)...

















Minik adamlarım

Yalnız...

Yükseliş*

Huzur

...

Balıkçı

"İstanbul"

"uzağa,daha uzağa..."

"Ufaklık"

"eski..."

"saklı..."

"Huzur"

"çocuk olmak"

"geride kalan..."

"mutluluk"

"bekleyiş"

"nostalji"