Pages

12 Aralık 2009 Cumartesi

Kabulleniş...

...Bazen sadece karanlık ister kalpler...sessizliğe gömülü bir karanlık...şimdi nerde ne yapar diye kaygılanırken gözyaşlarına teslim olmak ister insan usulca boşluğa akıtmak ister her bir damlayı hüznünü kamçılarcasına adım adım...hani kalabalıklarda yalnız olmak vardır ya bazen,öylesine bir başınadır bedenim aslında çöken karanlığın altında...
Kimdir insanın asıl dostu hiç düşündün mü uzun uzadıya?Hani en acısında anın yapayalnız hissetmek tüm benliğinle sarılmak kimsesizliğe...Hani en telaşlı anında zamanın etrafına bakıpta biran elinin boşluğa düşmesi gibi yığılıp kalmak oracıkta sonsuzluğa...Hani neredeler?...
Bir buğran anı şimdilerde hiç bitmeyecekmiş gibi sanki hiç yokolmayacak gibi karanlıklar üzerimden...Boğuluyorum gitgide küçülüyorum sanki olduğum yerde.
Hep merak eder ya insan kader denen şey var mıdır gerçekten?Herşey bir bir kaydedilmiş midir biz daha varmamışken durağa?Hani herşey önceden belli midir yani?Bugün burada içime saplanıp kalan bıçakların sızısı mesela?Önceden mi yazıldınız alnıma illetin ismi gibi?...Bittim ben kalmadım işte memnun musun şimdi?Silip aldığın her mutluluğum çok gerilerde şimdi.Kalbim ölü tebessüm mezarlığı, her adımımda daha siliniyor pusulam.Çaresizliğe esirim şimdi ne yana gitsem bir bir kapanan kapılardan mıdır bilmem daha bir umutsuz bakıyor gözlerim ileriye...Söylenecek sözler tükendi mi artık bilmem.Daha ne kadar yok olabilir ki içimdeki çocuk ben?Daha ne kadar silinebilir ki gözlerimdeki çocuk ben?...Adeleti buysa eğer kabulüm artık herşey.Nasılsa ben benden vazgeçmişken daha fazla hiç birşey kıramaz yüreğimi bunun kadar...Nasılsa çoktan yokolmuşken çocuk hayallerim daha fazla silemez umutlarımı düşlerimden...Gel, kabulüm artık her zulmün en fazla kum tanesi kadar...

4 Aralık 2009 Cuma

Adı Kadermiş...

Daha önce nerelerdeydin ,bilmiyorum...Bu kadar beklemek zorunda mıydım seninle tanışmak için,anlamıyorum...Çok uzun zaman habersiz varlığından, bir gün yüzleşmek ümidiyle karanlık gözlerinle ilerledim hayatın içinde...Çevremde duyardım da adını umursamazdım.Belki de bilmezdim de ne kadar zehirli olduğunu.Bir kere girdin mi hayatların her zerresine nasıl da yakıp yıkıp yokedebilecek kadar zehirle yoğrulduğunu...Ne kadar istese de yürek yakasını senden asla kurtaramadığını...
Daha çok küçüktüm ben...Daha çok yaşanacak ışıltılı an vardı önümde.Ya da ben öyle olduğunu sandım...Ama inandım bir kere daha çok gün cam bir fanus içinde senden uzakta korunacaktım ben tüm gölgesinden lanetinin...Gözlerim gerçekleri reddedercesine belki de masallardı yaşadığım...Oysa zaten her masal biraz gerçek değil miydi?...
Birden kararmaya başladı tablo varlığın bana adım adım yaklaşırken.Ben yine habersizdim tehlikenin izleri bir bir önüme çıkarken...Ne geceye asılı kalan gözyaşlarıyla yıkanmış uykularım vardı aklımda ne de içimde her nereye gidersem gideyim hain bir bıçağın her an kendini hatırlatan acısı...
Daha çok küçüktüm ben...Daha çok erkendi esirin olmak için...Kaçmaya çabaladım önce ,hızla koşar adım daha ileriye...Kaçtıkça sana daha çok yaklaştığımdan habersizdim oysa.Kollarına atılırcasına adım attığımın çok ötesindeydi benliğim...Durdum sonra bir kabulleniş herşeyi olduğu gibi tüm çıplaklığıyla.Oradaydın işte yüzünde zafere dair bir tebessüm sanki önceden bilir gibi teslim oluşumu gözlerinde can yakıcı gölgeler...Bir fısıltı ardından , zaten biliyordum da kim olduğunu yine de kendini tanıtmanın hazzını yaşamak ister gibi sen,sessizce fısıldadın adını, boşluğa savrulan kötülükle dans eden sesinle; KADER... Olmuştu sonunda herşey olması gerektiği gibi serilmişti önüme...Kaçtım uzaklaşamadım her adımım da biraz daha yaklaştım kollarına ve sen sımsıkı yakaladın işte şimdi çocuk kollarımdan...
Suskunluğunda zamanın sana teslim tüm benliğim...Biliyorum bundan sonrası sadece senin ellerinde.Eskilerin dilinden duyupta eğreti bir söz gibi dilimde dolaşan hüznü, acıyı ,gözyaşını beraberinde sürükleyipte getiren herşeyin ardından dudaklarımdan öylece çıkıveren söz ; Ne yapalım KADER!...Artık böyle yaşatacaktım seni hayatımda kabullenişi zor olsa da artık sendin sonunu getiremediğim gecelerimin sebebi, bir yerlerden ödünç aldığım kiralık tebessümlerime neden...
Oysa ben daha çok küçüktüm...



Minik adamlarım

Yalnız...

Yükseliş*

Huzur

...

Balıkçı

"İstanbul"

"uzağa,daha uzağa..."

"Ufaklık"

"eski..."

"saklı..."

"Huzur"

"çocuk olmak"

"geride kalan..."

"mutluluk"

"bekleyiş"

"nostalji"