Pages

19 Ağustos 2009 Çarşamba

Elveda...

Yürüyorum bir yolda...Önümü görmekte dahi zorlanırken daha ilerisini görmeye çalışmak yalnızca hayal...O kadar yorgun ki yüreğim gün geçtikçe tükenirken gücüm boşluğa uzanır ellerim.Sesim çıksa belki, dudaklarım ansızın aralanabilse belki duyuracakmışım gibi isyanlarımı...Öylesine uzun zaman oldu ki her yol ayrımında yalnızlığın ağırlığıyla yüzleşip gerçeklere sarılıp belli belirsiz adımlar atmaya başlayalı...Her çalan şarkıda yaşlanan gözlerimi silmeye çabalarken içime akıttığım o gözyaşları gibi herşeyi oraya en derine gömüyorum bugünlerde...Görebiliyor musun bir bekleyiş bendeki?Bir yokuluş aslında bekleyişlerin içinde çaresizce kaybolan...Bir kaybediş aslında tüm o renk cümbüşünü lekeleyen karanlıklarında kaderin sahip olduğun her mutluluk zerresini...
O kadar gün geçti...Sayamadığım kadar çok gece...Hani her karanlık ardında ışık vardı yolun sonunda hani her kış biter bahar selamlardı bizi...İnandığım her gerçek gibi bir yanılgı daha hayata dair.
Yorgunluğunda kalbimin bir aralık nefes almaya çabalıyorum bazen.Nerden geldiğini anlamadığım sahte bir tebessüm gelip yerleşiyor dudaklarıma.Ben bile varlığından habersizken taşıyorum onu bir süre her zerremde hissettiğim hüznün varlığına inat.Sonra ansızın sahne kararıpta perde kapanıveriyor ya üzerime oyunum da son buluyor işte o anda.Tozlu sahnelerin eski tiyatro oyuncusu misali ben bir bir çıkarıyorum üzerimden sahnenin sahteliğine yaraşır kostümlerimi üzerimden...Her bir parçam gidiyormuşçasına bir bir çıkarıyor bir sonraki oyunda üzerime geçirmek için bir kenara koyuyorum paçavralaşmş mutluluğumu , kahkahalarımı hatta gözlerimdeki ışıltıyı...Koca bir sahnenin ortasında renkleri silik ruhumla ben başbaşa...
Yollar tükeniyor yavaş yavaş hissediyorum sonra.Pişmanlığında geçmişin sıyrılıp yaşama devam edebilme savaşında ben her an bir başka role hazırlanıyrum sanki.
Kulağımda hüzünlü bir melodinin tınısı veda ediyorum ben...Gitmek vaktidir şimdi son perdesinde oyunun veda repliklerini sıralıyorum yavaş ama emin...Gidiyorum ben dedim ya önümü bile göremezken şimdilik ilerisini düşünmek sadece hayal...



Minik adamlarım

Yalnız...

Yükseliş*

Huzur

...

Balıkçı

"İstanbul"

"uzağa,daha uzağa..."

"Ufaklık"

"eski..."

"saklı..."

"Huzur"

"çocuk olmak"

"geride kalan..."

"mutluluk"

"bekleyiş"

"nostalji"