Pages

17 Eylül 2010 Cuma

Yalan*

Arkadaşım olabilir misin? Ya dostum, demek istediğim bana benden yakın olabilir misin?
Gecenin bir vakti yüreğimi sıkan o sıkıntılara ortak olabilir mi yüreğin? Gerçekten tutabilir misin ki elimi? Kandırıyor mu yoksa yürekler kendilerini... Koca bir yalan mı hayat yoksa...
Elimden kayıp gidiyor birşeyler ve ben dur diyemiyorum.
Önceleri sesimi kaybettim ben. Avaz avaz bağırdılar yüzüme, acımadan... Bazen o kadar can yaktı ki, sessizliğin bile çığlık olduğu anlar öylesine ağır geldi ki bedenime ezildim altında. Bin parça olana kadar sustum ben, kelimelerimi yitirdim an be an. Gömüldüm sessizliğime, ne karşı geldim ne de onayladım aslında. Sustum sadece, belki de en zoru buydu benliğimi saran...
Duygularım kayboldular ardından. Bir sabah uyandığımda, çoktan yok olmuşlardı. Oysa ihtiyacım vardı onlara. Öfkelenmek istiyordum, dur demek istiyordum bu pervasızca gidişe. Neye yarardım ki duygularım da olmadan. Artık nasıl ilerlerdim yolumda kelimelerimden yoksun, duygularımdan uzak...
Gitgide daha da gömüldüm karanlığa. Ben gün geçtikçe başkalaştım da farketmediler. An be an bir başkası oldum da anlamadılar...
Konuşamadım ki, anlatamadım içimde olanları. Geçen zamanın bir köşesinde yitirmiştim herşeyimi.
Yara aldım ben hatırlayamadığım bir anında geçmişin...
Daha az konuşmak istiyorum şimdilerde, öylesine bir uzaklaşma isteği karşı koyamadığım.
Kalabalıklar ilk defa bugünkü kadar korkutucu bana. İlk defa bu kadar savunmasız yüreğim. Yönünü kaybetmişçesine koşuyor belirsizliğe. Korunaklı dünyasından çok uzakta tehlikelere adım atıyor şimdilerde.
Dur desem de durmaz nasılsa bakıyorum ardından endişeyle...
Yorar hüzünlerim benim. Mutsuz eder, nefes alamaz olursun bir yerden sonra. Kaçmak istersin uzağa , daha uzağa... Öylesine birikmiş ki içimde yorgunluk, anlamazsın istesen de neden gözlerimdeki ışık yok artık...
Karanlığa doğru bir gidişse eğer önümdeki yol, elimi tutup da korkusuzca yürüyemezsin o karanlığa, susarak, yargısız, sorgusuz sualsiz gelemezsin ardım sıra...
Zaman geçer, ben ben olmam artık, bu öylesine sonsuz bir gidiş anla...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder




Minik adamlarım

Yalnız...

Yükseliş*

Huzur

...

Balıkçı

"İstanbul"

"uzağa,daha uzağa..."

"Ufaklık"

"eski..."

"saklı..."

"Huzur"

"çocuk olmak"

"geride kalan..."

"mutluluk"

"bekleyiş"

"nostalji"