Pages

6 Aralık 2011 Salı

İzmir'i anlatmak

Nedendir bilmem gecenin bu saatinde İzmir dustu aklima. Uzun zamandir ihmal ettigim eski dost... Her seyin basladigi ve tukendigi yer. Nasil zordur İzmir'i anlatmak. Gecmisini, sokaklarini, topraklarina dusen korlari o topraklardan gelip gecenleri, kaybettiklerini ve kazandiklarini, uzerine yagan yagmurlari, daglarinda acan gunesi, kurtulusunu, varolusunu, insanini havasini, dusununce tum bunlari anlatmak İzmir'i ne de zordur... Bir limandir İzmir; firtinadan kacarken amansizca, sigindigin liman. Oylesine sarip sarmalar ki denizi seni, oylesine anlayisli oylesine sendendir ki dalgalar, ucu gorunmez maviliginden hic korkmazsin. Basini kaldirip bakarken Kordon'dan Karsiyaka'ya dogru, omuzlarinda yukun yorgunlukla, aksam vapurunun telasi selamlar seni. Olsa olsa bir iki tane de balikci teknesi. Yorgunluguna inat sakin telasi vapurun gulumsetir. Ana gibidir İzmir... Ogretir once, hata yapsan da sen affeder. Yaralarini sarmak icin bekler. Anlatir bazen, canin yansa da gercegi anlatir. Ogrendiginden emin olup da sen kanatlarini acmaya yeltenirken ozgur birakir, kanat cirpip baska baska yerlere, kendi yolunu bulabilesin diye. Ama o, hep oradadir. Ne zaman tasiyamaz olursan yukunu hayatin, gelip basini yasla diye. Eski bir dost gibidir İzmir... Buzlukta buzunu, dolapta rakini balkonda kavununu bekleten eski bir dost gibi. Kapiyi ne zaman calsan, gulumseyerek buyur eder iceri. Sessizligine bakma, dinler İzmir. Sirtini sivazlar ara ara,anlatirken sen aksamin karanliginda, rakinin her yudumunda derdin derdi olur aslinda. Cesurdur İzmir... Susmamayi ilk ondan ogrenir insan. Diline kilit vurmamayi da dusuncenden oturu utanmamayi da o ogretir sana. Belki de bu yuzdendir ki, kalabaligin icinde anlasilir; aklini da dilini de yetistirenin o oldugu. Anlasilir cekinmeden kullanmandan kelimeleri. Dik durur İzmir... Sayilari bir elin parmagini gecen tepeleri olmasa da, onurlu, cefakar topraklari uzerinde dik durur İzmir. Ac gozlerle asla sahip olamayacaklarina bakan onursuz dusmanlara eyvallahi olmayan, kimine gore oyunu coktan kaybetmis, gercekteyse yillar boyu sure gelen magrur, inatci, asil durusundandir sessiz cevaplari... Cocuklugun, gencligin, "sendir" İzmir... Sana dair ne varsa en derinlerde ondan mirastir. Sokaklarinda hala cocuk cigligin yankilanir, bir ipin bir topun pesinde cocuk senin cigliklari... Fuarda hala, sirf suzulusunu izlemek icin ipini cozdugun ucan balon havalanir gokyuzune. O rengarenk bir sevinc, karisirken İzmir'e sen gulumsersin mutlulukla. İzmir'e bu kacinci armagan bilinmez... Konak'dan inciraltina uzanir sahil. Denize dogru sarkmis ayaklar genc kahkahalarinla sarsilir ara ara. Tum sahil boyu gencligin kokuyor hala... Yururken pesi sira biraktigin, daha yorgun, buyumenin endisesinde genc kokun... Dinle bak, Alsancak'da hala adimlarin duyulur sessizliginde sehrin. Gul sokak, kordon, kibris sehitleri gecmisten telaslari sunar sana. Farkli yuzler, farkli sesler cok zaman da gecmis ustelik, ama aynidir İzmir... Sen nasil bakarsan ona, o oyle olur. Cocuk gozlerine cocuk sevincler sunar. Buyumus yorgun ama hala telasli adimlarina karsilik ayni telasla yollar, kaldirimlar serer onune. Yurudukce canlanir her sey, yurudukce İzmir sen olur aslinda. Cocuklugun, gencligin... Dosttur İzmir... Seninle birlikte onlarcasini kucaklar sorgusuz sualsiz... Sevgiyle uzandi mi eller, sefkatle tutar her birini. Gunesini, denizini, sicakligini armagan eder comertce. Tanimadigin yuzlerde dahi simsicak tebessumu armagan eder. Kordon'da yudumlarken birani, hayatinda ilk defa gordugun karsi masandakilerle sagliginiza deme samimiyetini, nereden gelip nereye gittigini bilmesen de dustugun yerden tutup kaldirma dostlugunu armagan eder İzmir. Cok uzagina dussen de sen, donup geldiginde kollarini acar İzmir. Ne sen gittin diye kizgindir gozleri ne de dargin gelir sesi. Kaldigin yerden devam edebilmen icin yani basinda durur İzmir. Derin izler birakandir İzmir... Yasarken oylece, fark etmeden umursamazca ruhuna isleyendir. Kalbine, aklina dokunandir... Anilar birakir ardinda, kilometrelerce oteye gitse ayaklarin kacamayacaklari anilar. Sen ne zaman goz ucuyla suzsen onu uzaktan uzaga sanki gormezmis gibi seni, sarip sarmalar o seni, ozlemi duser de yuregine dillendiremez olursun ya sen, ciglik cigliga cagirir o, ici neyse disi odur İzmir'in... İlk goz agrisi, ilk tebessum, ilk korku, ilk sevinc, ilk adim, ilk yenilgi, pismanlik, hayal kirikligi, ilk zafer... İzmir her seyin basladigi, her seyin bittigi ve her seyin yeniden basladigi tek yer... Kaybedip yeniden savasa giren, yenilip yeniden ayaga kalkan, her seyi yitirip yeniden kazanmak icin enkazin icinde cirpinan. Ama hep ayni asaletle, ayni dik durus, ayni inanc ayni sevkle... Her bir kosesine ayri bir anlam yukledigim sehir, cocuklugumu, gencligimi saklayan, her seyin bambaska oldugu zamanlari, simdilerde tatli bir hayal gibi bagrinda yasatan İzmir... Nefes aldigin surece, ozlemiyle icinde ya bir yangin ya da yillara ragmen seni saran kollariyla bir solen olacak İzmir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder




Minik adamlarım

Yalnız...

Yükseliş*

Huzur

...

Balıkçı

"İstanbul"

"uzağa,daha uzağa..."

"Ufaklık"

"eski..."

"saklı..."

"Huzur"

"çocuk olmak"

"geride kalan..."

"mutluluk"

"bekleyiş"

"nostalji"