Pages

3 Şubat 2011 Perşembe

Öğrendiklerim*

Çok yanıldım ben, defalarca, bu son dedikten sonra onlarca kez...
İnsanlar vardı hayatıma giren, her zaman yaptığım gibi sorgusuz ön yargısız acabasız hayatıma soktuğum insanlar. Çoğu kez kolayca sevdim ben, bir kere ısınmışsa yüreğim aniden ne de kolay döküldü dudaklarımdan o küçücük sözcük, dostum dedim acelem varmışçasına düşünmeden.
Uzun süre hayır demeyi öğrenemeyenlerdenim ben.
Hani böyle bakarken o size içinize dokunduğunu bile bile bakışlarının, sözlerinin ufacık bir sızıyı içinize oturttuğunu bile bile, hiç hayır demek için çırpınırken siz yine de uzatmadınız mı elinizi ? Kaç defa son demişken dudaklarınız her neydiyse o güç "yeniden" dedirtmedi mi size?
Gözü çoğu zaman göremeyenlerden oldum bazen de. Her seferinde öylece karşımda dururken hayal kırıklığım inkardı tek yaptığım. Halbuki kendimeydi acıyışım, başkası acımasın diye oynanan oyundu. Ne zaman ki kaldım tek başıma neden dedim hep, cevapsız kalacağını bile bile sorularımın neden diye sordum hep.
Karşılıksızdı, bile bile dökmedim hiç yüreğimi hesapsızca. Öylece, içimden geldiği için cömertti sevgim.
Dostum demişsem eğer, sandım ki değerdi her kendimden yitirdiğime bir bir...
Kini öğrenmek istedim sonra, nasıl zehirli olduğunu bile bile tutup kolundan hayatıma sokmak istedim.
Öfkeyle değil de kırgınlıkla olmuş gibi göstermek istedim bir de.
Yediremedim kendime zehrini.
Öğrendim sonra.
Hoyratça hata yapanı affetmemeyi, bir iki üç her defasında hiç sonu gelmeyecekmiş gibi cimrilikle değeri sakınanı unutmamayı öğrendim.
Kinin aslında nasıl da ayakta tuttuğunu gördüm.
Sandım ki hata üstüne hata olmaz bir daha.
Aynı çukura iki kere düşülmez nasılsa.
Düşünmeyeceksin fazla. Nasıl bugün değil sonra diyorlarsa sana, nasıl unutuyorlarsa insan olduğunu kırılmaz sanıyorlarsa gaddar olacaksın sen de.
Üzerini çizip her şeyin gitmeyi bileceksin aslında.
Adaletini vereceksin diye haksızlığın yıpratmayacaksın yollarını inançlarının.
Eksile eksile çoğalır sesler.
Yol kenarında ayrılacaksın kimi zaman.
Ve ağlamayacaksın, boşa olacağını bile bile çökmeyeceksin yere.
Dön, yürü ve git kaybede kaybede kazanacaksın nasılsa.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder




Minik adamlarım

Yalnız...

Yükseliş*

Huzur

...

Balıkçı

"İstanbul"

"uzağa,daha uzağa..."

"Ufaklık"

"eski..."

"saklı..."

"Huzur"

"çocuk olmak"

"geride kalan..."

"mutluluk"

"bekleyiş"

"nostalji"